Genel Gündem

“CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç'un, Grup Başkanvekilimiz Özlem Zengin’e yönelik sözleri bilinçaltının dışa vurumudur”

Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, A Haber canlı yayınına katılarak gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.  

Grup Başkanvekili Zengin'e yönelik, CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç'un TBMM'de söylediği sözlerin hatırlatılması üzerine Ünal, Özkoç'un "Bu kadına haddini bildirin." ifadesini kullandığına dikkati çekerek, bunun bilinçaltının dışa vurumu olduğunu ifade etti.

TBMM çatısı altında benzer bir olayın daha önce yaşandığını anımsatan Ünal, "Bu bilinçaltı aslında varlığını sürdürüyor, yani bu anlayış, bu düşünme biçimi hala bugün varlığını sürdürüyor. Bu düşünme biçiminin dışa vurumu, başka bir dışa vurumu, işte geçtiğimiz günlerde iki başörtülü kızımıza karşı uygulanan şiddetti. Yani Meclis'te 'bu kadına haddini bildirin' cümlesi sokağa o şekilde yansıyor maalesef." diye konuştu.

Özkoç’un sonraki açıklamasında, "Biz vatanımız için, milletimiz için, bayrağımız için, bu ülke için mücadele veren devlet adamlarımıza söz söyletmeyiz" ifadesini kullandığını aktaran Ünal, "Şimdi tenakuza bakar mısınız? Peki, neden siz sabah akşam bu ülke için, demokrasimiz için, özgürlüğümüz için her alanda mücadele veren, bu ülkenin Devlet Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret etmeyi kendinize bir hak olarak görüyorsunuz?" diye sordu.

Ünal, Zengin'i ziyaret ederek geçmiş olsun dileklerini ilettiğini anlattı. 

Kadına şiddete ilişkin değerlendirmelerinin sorulması üzerine Ünal, kadına yönelik şiddetin küresel bir sorun olduğunu, birilerinin bilinçli olarak kadına şiddetin sadece Türkiye'nin bir sorunuymuş gibi algı oluşturmaya çalıştığını kaydetti.

"Şiddet, yasalarla çözülebilecek bir konu değil" 

Şiddetin önlenmesine yönelik önemli çalışmalar yaptıklarını, TBMM'de ciddi düzenlemeler yapıldığını ve cezai yaptırımlar getirildiğini vurgulayan Ünal, "Şiddet, yasalarla çözülebilecek bir konu değil. Şiddet eğitimle, kültürle, aile içi ilişkilerle, çocuk gelişimiyle, dolayısıyla pedagojiyle çok yakından ilgili bir konu." değerlendirmesinde bulundu. 

Türkiye-ABD ilişkilerine yönelik de değerlendirmelerde bulunan Ünal, bir soru üzerine, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, ABD Başkanı Donald Trump'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a gönderdiği mektupla ilgili düşüncelerini hatırlattı.  

Mektubun Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından iade edildiğini ve gerekenleri söylediğini anımsatan Ünal, şunları kaydetti:

"Basın toplantısında Trump ne dedi? Tayyip Erdoğan'ın büyük hayranı olduğunu söyledi, bu bir özür dileme biçimidir. Yani şimdi Kemal Kılıçdaroğlu hatırlayın, Davos'la ilgili ne söyledi? 'Dış politikada kabadayılık olmaz' dedi Kemal Kılıçdaroğlu. Dış politikada kabadayılık olmaz diyen Kemal Kılıçdaroğlu bu mektupla ilgili yapılan, yürütülen diplomasiyi, sahada verilen cevabı, alınıp bizzat götürülüp muhatabına iade edilen mektubu ve muhatabı tarafından da basın toplantısında takdirler ve hayranlık üzerinden kibarca dilenen özrü görmüyor." 

Mahir Ünal, ABD ziyareti sırasında FETÖ elebaşının iadesi konusunda olumlu bir işaret görüp görmediği ve eski CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş'in partisinden ihracına ilişkin bir soru üzerine, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyaret sırasında iki ülke ilişkileri açısından temel sorunları masaya yatırdığını ve bu çerçevede FETÖ'nün iadesi konusunun da gündeme geldiğini bildirdi.

FETÖ'nün son derece kullanışlı ve faydalı bir enstrüman niteliğinde olduğuna işaret eden Ünal, şu değerlendirmede bulundu:

"Yani şu an bir taraftan azil süreciyle boğuşan, bir taraftan soruşturmalarla boğuşan ve birçok yönden köşeye sıkıştırılmaya çalışılan Amerika Başkanı'nın burada tabii tek başına bir inisiyatif kullanması pek mümkün gözükmüyor. Ama önümüzdeki süreçte, özellikle önümüzdeki bir yıl sonra Amerika'da biliyorsunuz seçimler var. Bu seçimlerden sonra Amerika'da oluşacak yeni denklemin ben FETÖ için sonun başlangıcı olacağını düşünüyorum. CHP'ye gelince, CHP'de sadece sayın Yılmaz Ateş değil, onun dışında birçok milletvekili, eski milletvekili, CHP'nin FETÖ'ye 17-25 Aralık operasyonundan sonra teslim olduğuna dair sözleri oldu ve bu açıklamanın da ihraçla sonuçlanması sürekli parti içi demokrasiden bahseden CHP'nin bir kararıdır."